Kediler ve Hamilelik !
Çoğu dünya tatlısı kedinin, sırf yaşadığı evde bir hamile bulunması nedeniyle terk edildiğini biliyor musunuz ? :(
Bir başka deyişle, saçma sapan inanışlar yüzünden pek çok kedi, sırf eve minik bir bebek gelecek diye evden atılıyor. Bunun nedeni neredeyse hiç okumayışımız, hiç araştırmayışımız, bilenlere danışmak yerine kulaktan dolma bilgilere inanışımız.
Anneler için bebekleri her şeydir. Ancak yanlışlar yüzünüzden tüylü dostunuzu yalnızlığa terketmeden önce lütfen, ama lütfen yazımızı okuyun.
Hamile bayanlar ve doğmamış bebek için tehlike arz eden husus kediler değil, kedilerden geçme İHTİMALİ olan tek hücreli bir organizma olan toxoplasmosistir. Aslen barsak hücrelerini etkiler. Kedilere dışkı, çiğ et ya da bu hastalığı kapmış hayvanların yenmesi ile geçer. İnsanların % 60’ı kedilerin ise % 80’i ömründe bu hastalığı geçirmiştir.
Kediler toxoplasmosise yakalandıklarında kusma, yorgunluk gibi belirtiler gösterir. Bazen zatüree ve göz şişmesi de görülür. İnsanlar ise bu hastalığa yakalandıklarında bu tür belirtiler göstermez, genellikle hafif bir soğuk algınlığı şeklinde hastalığı geçirirler. Kediler bu hastalığın sebep olduğu organizmayı eğer yakalandılarsa yaşamlarında ilginçtir hastalığı tek bir kez yayarlar. Bu da hastalığa sebep olan organizmayı kaptıktan bir ay sonra olur.
Kediler ve yetişkinler için çok tehlikeli sonuçlar içermese de toxoplasmosis henüz doğmamış bebek için tehlike yaratabilir. Eğer gebeliğin ilk üç ayında toxoplasmosis kapılmışsa bebeğe geçme olasılığı düşüktür ama eğer geçmişse bebeğe ciddi ölçüde zarar verebilir. Hamileliğin son üç ayında bebek toxoplasmosis kapmış olsa da zarar görme olasılığı düşüktür.
Hamile kalmadan önce veya kaldıktan sonra hamile kadınlar kan testi yaptırarak toxoplasmosis kapıp kapmadıklarını öğrenebilirler. Eğer geçmişte kapmışlarsa bu durumda bebeğin etkilenmesi söz konusu değildir. Aynı şekilde eğer kediniz de geçmişte bu organizmadan etkilenmişse onun da hastalığı geçirmesi mümkün değildir. Yani kedi ile yaşayan hamile kadınlar öncelikle hem kendilerini hem de kedilerini kan testine tabi tutmaları gerekir. Bu testin sonucunda geçmişte bu rahatsızlığı geçirmişlerse vücutları bağışıklık kazanmış demektir.
Toxoplasmosis kediye geçtiği takdirde 19 gün içinde gelişir (kuluçka devresi) ve 30-35 gün sonra dışkı ile yayılması söz konusu olur. Eğer kediniz ev kedisi ise (yani hiç dışarı çıkmıyorsa) ve kuru mama ile besleniyorsa başka bir kediden toxoplasmosisi kapma olasılığı düşüktür, tabii ki geçmişinde de bu hastalığa yakalanmamışsa.
Hamile kadınların toxoplasmosis sebebi ile kedilerinden vazgeçmeye kalkmaları biraz abartılı bir korkudur. Ne yazık ki bu konuda yeterli bir bilgi de pek verilmemektedir. Peki kedi ile yaşayan hamile kadınlar ne yapmalıdır?
Bu anlamda salt bir bebek doğacak diye, kedinizi lütfen sokağa atmayın...
Önlemleri alarak tüylü dostunuzun mutsuz ve terkedilmiş bir kedi olmasının önüne geçebilirsiniz. Yukarıdaki bilgileri olabildiğince çok önyargılı kimseyle paylaşmanız, tüylü dostlarımızın terkedilmelerinin önünce geçecektir...
-www.kedimveben.com sitesine teşekkür ederiz...
Bir başka deyişle, saçma sapan inanışlar yüzünden pek çok kedi, sırf eve minik bir bebek gelecek diye evden atılıyor. Bunun nedeni neredeyse hiç okumayışımız, hiç araştırmayışımız, bilenlere danışmak yerine kulaktan dolma bilgilere inanışımız.
Anneler için bebekleri her şeydir. Ancak yanlışlar yüzünüzden tüylü dostunuzu yalnızlığa terketmeden önce lütfen, ama lütfen yazımızı okuyun.
Hamile bayanlar ve doğmamış bebek için tehlike arz eden husus kediler değil, kedilerden geçme İHTİMALİ olan tek hücreli bir organizma olan toxoplasmosistir. Aslen barsak hücrelerini etkiler. Kedilere dışkı, çiğ et ya da bu hastalığı kapmış hayvanların yenmesi ile geçer. İnsanların % 60’ı kedilerin ise % 80’i ömründe bu hastalığı geçirmiştir.
Kediler toxoplasmosise yakalandıklarında kusma, yorgunluk gibi belirtiler gösterir. Bazen zatüree ve göz şişmesi de görülür. İnsanlar ise bu hastalığa yakalandıklarında bu tür belirtiler göstermez, genellikle hafif bir soğuk algınlığı şeklinde hastalığı geçirirler. Kediler bu hastalığın sebep olduğu organizmayı eğer yakalandılarsa yaşamlarında ilginçtir hastalığı tek bir kez yayarlar. Bu da hastalığa sebep olan organizmayı kaptıktan bir ay sonra olur.
Kediler ve yetişkinler için çok tehlikeli sonuçlar içermese de toxoplasmosis henüz doğmamış bebek için tehlike yaratabilir. Eğer gebeliğin ilk üç ayında toxoplasmosis kapılmışsa bebeğe geçme olasılığı düşüktür ama eğer geçmişse bebeğe ciddi ölçüde zarar verebilir. Hamileliğin son üç ayında bebek toxoplasmosis kapmış olsa da zarar görme olasılığı düşüktür.
Hamile kalmadan önce veya kaldıktan sonra hamile kadınlar kan testi yaptırarak toxoplasmosis kapıp kapmadıklarını öğrenebilirler. Eğer geçmişte kapmışlarsa bu durumda bebeğin etkilenmesi söz konusu değildir. Aynı şekilde eğer kediniz de geçmişte bu organizmadan etkilenmişse onun da hastalığı geçirmesi mümkün değildir. Yani kedi ile yaşayan hamile kadınlar öncelikle hem kendilerini hem de kedilerini kan testine tabi tutmaları gerekir. Bu testin sonucunda geçmişte bu rahatsızlığı geçirmişlerse vücutları bağışıklık kazanmış demektir.
Toxoplasmosis kediye geçtiği takdirde 19 gün içinde gelişir (kuluçka devresi) ve 30-35 gün sonra dışkı ile yayılması söz konusu olur. Eğer kediniz ev kedisi ise (yani hiç dışarı çıkmıyorsa) ve kuru mama ile besleniyorsa başka bir kediden toxoplasmosisi kapma olasılığı düşüktür, tabii ki geçmişinde de bu hastalığa yakalanmamışsa.
Hamile kadınların toxoplasmosis sebebi ile kedilerinden vazgeçmeye kalkmaları biraz abartılı bir korkudur. Ne yazık ki bu konuda yeterli bir bilgi de pek verilmemektedir. Peki kedi ile yaşayan hamile kadınlar ne yapmalıdır?
-
Öncelikle hem hamile kadın hem de kedi kan testine tabi tutulmalıdır.
-
Kediye kesinlikle kuru mama/yaş mama dışında çiğ yiyecek verilmemelidir. (Tabii bu hamile kadın için de geçerli. Pişmemiş köfte kıyması ya da çiğ köfte bu anlamda tehlike arz eden çiğ yiyeceklerin başında gelir.) Eğer kedinize yemeği kendiniz pişirerek veriyorsanız yemek en az 65 derecede pişirilmelidir.
-
Hamile kadın kedinin tuvaletini hamilelik boyunca temizlememeli veya temizleyecekse ellerine eldiven giyerek temizlik yapmalı ve temizliğin ardından da sabunlu suyla ellerini iyice yıkamalıdır.
-
Sokaktan eve gelişte çıkarılan ayakkabılar –hamile olup kedi beslemeyenler için de geçerli- kedilerin ulaşamayacağı ya da dolaşmadığı yerlerde muhafaza edilmelidir. Zira evde kedi olmasa da sokaktan da bu organizmanın eve taşınması söz konusu olabilir. Bu sebeple hamile kadınların ayakkabılık temizliğini de eldivenle yapmaları uygun olacaktır.
-
Hamilelik boyunca kedi sokağa çıkarılmamalıdır. Evde saksılı çiçekler var ise –evde kedi olmasa bile- çiçek gübreleri düşük bir olasılıkta olsa toxoplasmosis içerebileceğinden- hamile kadınlardan ve kedilerden uzak tutulmalıdır.
Bu anlamda salt bir bebek doğacak diye, kedinizi lütfen sokağa atmayın...
Önlemleri alarak tüylü dostunuzun mutsuz ve terkedilmiş bir kedi olmasının önüne geçebilirsiniz. Yukarıdaki bilgileri olabildiğince çok önyargılı kimseyle paylaşmanız, tüylü dostlarımızın terkedilmelerinin önünce geçecektir...
-www.kedimveben.com sitesine teşekkür ederiz...
Kediniz Kusarsa...
Kedinizin kusması durumuyla ilk kez karşı karşıya kalmışsanız, panik olmanız, korkmanız ve üzülmeniz olası. Genellikle gork gork sesinden sonra kediniz sarsılır ve kusma işlemi gerçekleşir. Bizler için üzücü ve can sıkıcı olan bu durum, kedinizin kendini iyi hissetmesi için bir yoldur.
Meraklı tüylü dostlarımız çoğunlukla, her yabancı cismi ağızlarına almak ve tadına bakmak içgüdüsüyle hareket ederler. Bazen yabancı cisim yutabilirler ve bu da sevimli dostlarımızın kusmasına sebep olur.
Ancak kedilerde kusmanın büyük çoğunluğu "tüy topakları" sebebiyle olur.
Kediler, kendilerini yalayarak temizleyen hayvanlar olduklarından ve dillerinin zımpara gibi sert yüzeyli olmasından dolayı tüylerinin büyük kısmını yutarlar.
Dostunuz upuzun tüylü bir iran kedisiyse durum sizin için iyice karmaşıklaşır. Zira upuzun tüyleri yutan kediniz, kusma riskiyle her zaman karşı karşıyadır. Aslen kedinizin kusması, endişe verici bir durum olması bir yana, sağlığı bakımından önemli ve iyi bir gelişmedir. Zira, tüylü dostunuzun bağırsaklarında biriken tüy topakları zamanla bağırsakların işlevini yapamaz hale gelmesine neden olur ve hatta dostunuz operasyon geçirmek zorunda bile kalabilir !
Kedilerimiz ve kusmasıyla ilgili iki yöntemimiz var,
-KEDİ ÇİMİ : Çimen görünümlü bu bitki, kedilerinizin tadını çok beğeneceği, saksıda rahatlıkla yetiştirebileceğiniz bir çim türü. Kediniz bu çimden yiyecek ve sindirimle birlikte, tüy topaklarını ve midesinde ne var ne yoksa hepsini kusacaktır.
-KEDİ MALTLARI : Kedi maltları, krema kıvamında, tüpte bulunan ve kliniklerde ve pet shoplarda satılan bir malt. Kedinizin yuttuğu tüylerin kusma yolundan ziyade dışkı ile çıkarılmasını sağlar. Bu nedenle kusma derdiniz pek olmaz. Kedinizin dışkısında tüyleri rahatlıkla görebilirsiniz. Hem de dostunuz bu maltların tadına bayılacak, yedikçe yemek isteyecek.
Kusmayı azaltmak için etkili bir diğer yöntem ise, kedinizi günlük olarak taramanızdır. Dökülme potansiyeli yüksek tüyleri siz tarama ile alacağınız için kediniz bu tüyleri yutmak zorunda kalmayacak. Bağırsaklarda biriken tüy topakları ile ilgili bir başka konumuzda yine görüşeceğiz... :)
Meraklı tüylü dostlarımız çoğunlukla, her yabancı cismi ağızlarına almak ve tadına bakmak içgüdüsüyle hareket ederler. Bazen yabancı cisim yutabilirler ve bu da sevimli dostlarımızın kusmasına sebep olur.
Ancak kedilerde kusmanın büyük çoğunluğu "tüy topakları" sebebiyle olur.
Kediler, kendilerini yalayarak temizleyen hayvanlar olduklarından ve dillerinin zımpara gibi sert yüzeyli olmasından dolayı tüylerinin büyük kısmını yutarlar.
Dostunuz upuzun tüylü bir iran kedisiyse durum sizin için iyice karmaşıklaşır. Zira upuzun tüyleri yutan kediniz, kusma riskiyle her zaman karşı karşıyadır. Aslen kedinizin kusması, endişe verici bir durum olması bir yana, sağlığı bakımından önemli ve iyi bir gelişmedir. Zira, tüylü dostunuzun bağırsaklarında biriken tüy topakları zamanla bağırsakların işlevini yapamaz hale gelmesine neden olur ve hatta dostunuz operasyon geçirmek zorunda bile kalabilir !
Kedilerimiz ve kusmasıyla ilgili iki yöntemimiz var,
-KEDİ ÇİMİ : Çimen görünümlü bu bitki, kedilerinizin tadını çok beğeneceği, saksıda rahatlıkla yetiştirebileceğiniz bir çim türü. Kediniz bu çimden yiyecek ve sindirimle birlikte, tüy topaklarını ve midesinde ne var ne yoksa hepsini kusacaktır.
-KEDİ MALTLARI : Kedi maltları, krema kıvamında, tüpte bulunan ve kliniklerde ve pet shoplarda satılan bir malt. Kedinizin yuttuğu tüylerin kusma yolundan ziyade dışkı ile çıkarılmasını sağlar. Bu nedenle kusma derdiniz pek olmaz. Kedinizin dışkısında tüyleri rahatlıkla görebilirsiniz. Hem de dostunuz bu maltların tadına bayılacak, yedikçe yemek isteyecek.
Kusmayı azaltmak için etkili bir diğer yöntem ise, kedinizi günlük olarak taramanızdır. Dökülme potansiyeli yüksek tüyleri siz tarama ile alacağınız için kediniz bu tüyleri yutmak zorunda kalmayacak. Bağırsaklarda biriken tüy topakları ile ilgili bir başka konumuzda yine görüşeceğiz... :)
İran Kedim Evde Yalnız Kaldığında Sıkılır mı ?
Kediler, genel özellik olarak kendilerine yetebilen, yalnızlığıyla mutlu ve uyumlu canlılardır. İran kedileri de bu tipik özelliğe uygun olmakla birlikte, uysal ve canayakın olmaları sebebiyle yalnız olduklarında sizi özleyeceklerdir.
Elbette sizi özlemeleri, evde sıkılacakları anlamına gelmez. Dostunuzun ilgisini çekecek büyük bir oyun evi, kedi oyuncakları, poşetten yaptığınız toplar, oyuncak fareler gibi şeyler, sizin yokluğunuzda kedinizi eğlendirecektir. Ayrıca, oyuncaklar dışında da kediler genel olarak ses çıkaran, değişik şeylere ilgi duyacaklardır. Şişe kapakları, kurdele, gazete kağıdı gibi.
Bebeklikten itibaren gündüzleri yalnız kalmaya alışmış bir kedi, evde siz olmadığınızda sıkılmayacaktır. Kediler, günün büyük bölümünü uyuyarak geçirirler. Dolayısıyla siz işte ya da okuldayken, sevimli dostunuz büyük ihtimalle uyuyor olacaktır.
Geldiğinizde sizi kapıda karşılayacak ve sizden ilgi bekleyecektir. Onunla vakit geçirmeyi, oyun oynamayı ve onu sevmeyi ihmal etmeyin...
Elbette sizi özlemeleri, evde sıkılacakları anlamına gelmez. Dostunuzun ilgisini çekecek büyük bir oyun evi, kedi oyuncakları, poşetten yaptığınız toplar, oyuncak fareler gibi şeyler, sizin yokluğunuzda kedinizi eğlendirecektir. Ayrıca, oyuncaklar dışında da kediler genel olarak ses çıkaran, değişik şeylere ilgi duyacaklardır. Şişe kapakları, kurdele, gazete kağıdı gibi.
Bebeklikten itibaren gündüzleri yalnız kalmaya alışmış bir kedi, evde siz olmadığınızda sıkılmayacaktır. Kediler, günün büyük bölümünü uyuyarak geçirirler. Dolayısıyla siz işte ya da okuldayken, sevimli dostunuz büyük ihtimalle uyuyor olacaktır.
Geldiğinizde sizi kapıda karşılayacak ve sizden ilgi bekleyecektir. Onunla vakit geçirmeyi, oyun oynamayı ve onu sevmeyi ihmal etmeyin...
İran Kedimi Nasıl Tararım ?
Öncelikle sahiplendiğiniz iran kedinizin taranmaktan hoşlanıp hoşlanmaması tamamen bir şans meselesi...
Kimi iran kedisi, tarandıkça mest olurken, kimi iran kedisi tarağı görür görmez kaçmaya başlar. Bu durumda, kedinizi bebeklikten eğitmekte fayda var. İlk olarak kedinizin karnı, totosu ve bacaklarının taranması konusunda son derece hassas ve huysuz olabileceğini bilin. Bu nedenle kedinizi, en keyif aldığı bölgelerden başlayarak taramanızda fayda var. Bunun için, canını çok yakmayacak kaliteli bir fırçaya ihtiyacınız olacak. Kedilerin taranmaktan en çok keyif aldıkları bölgeler, başları ve sırtlarıdır. Taramaya da buradan başlamanızda yarar var. Fırçayı asla kedinizin derisine zarar verecek şekilde bastırmayın. Yoksa canını gerçekten çok acıtırsınız ve minik dostunuz fırçasına olan güvenini anında yitirebilir...
NOT : Kedinizi taramak için var olan taraklardan başka, FURMINATOR adı verilen bir başka tarama aleti daha vardır ki, bu değişik tür tarakla ilgili bilgileri, İPUÇLARI kısmımızda bulabilirsiniz.
Kediniz her şekilde taranmayı reddediyor ve taranmadığı için, tüylerinin dolaşması neticesinde vücudunda tüy topakları yani kıtıklar oluşuyorsa, işiniz ilerisi için çok zor olur. Bu nedenle de, TÜYLÜ DOSTLARIMIZIN YALANMA NETİCESİNDE YUTTUKLARI TÜYLERİ DIŞKILARI YOLUYLA ÇIKARMALARINI SAĞLAYAN VE HER VETERİNERDE BULABİLECEĞİNİZ MALTLARDAN ALMANIZDA FAYDA VAR.
Dostunuz bunu zevkle yalarken siz de onu nazikçe taramaya başlayın. Zamanla, maltı gördüğünde taranmayı göze alarak size doğru gelecek ve maltla fırçayı bir bütün olarak kabul edecektir. Kısacası o zevkle, tadına bayıldığı maltı yerken, siz de dostunuzu rahatça tarayacak ve onun tüylerinin dolaşmasına engel olabileceksiniz. Ancak bunun dostunuz henüz bebekken öğretilmesinde fayda vardır.
Kimi iran kedisi, tarandıkça mest olurken, kimi iran kedisi tarağı görür görmez kaçmaya başlar. Bu durumda, kedinizi bebeklikten eğitmekte fayda var. İlk olarak kedinizin karnı, totosu ve bacaklarının taranması konusunda son derece hassas ve huysuz olabileceğini bilin. Bu nedenle kedinizi, en keyif aldığı bölgelerden başlayarak taramanızda fayda var. Bunun için, canını çok yakmayacak kaliteli bir fırçaya ihtiyacınız olacak. Kedilerin taranmaktan en çok keyif aldıkları bölgeler, başları ve sırtlarıdır. Taramaya da buradan başlamanızda yarar var. Fırçayı asla kedinizin derisine zarar verecek şekilde bastırmayın. Yoksa canını gerçekten çok acıtırsınız ve minik dostunuz fırçasına olan güvenini anında yitirebilir...
NOT : Kedinizi taramak için var olan taraklardan başka, FURMINATOR adı verilen bir başka tarama aleti daha vardır ki, bu değişik tür tarakla ilgili bilgileri, İPUÇLARI kısmımızda bulabilirsiniz.
Kediniz her şekilde taranmayı reddediyor ve taranmadığı için, tüylerinin dolaşması neticesinde vücudunda tüy topakları yani kıtıklar oluşuyorsa, işiniz ilerisi için çok zor olur. Bu nedenle de, TÜYLÜ DOSTLARIMIZIN YALANMA NETİCESİNDE YUTTUKLARI TÜYLERİ DIŞKILARI YOLUYLA ÇIKARMALARINI SAĞLAYAN VE HER VETERİNERDE BULABİLECEĞİNİZ MALTLARDAN ALMANIZDA FAYDA VAR.
Dostunuz bunu zevkle yalarken siz de onu nazikçe taramaya başlayın. Zamanla, maltı gördüğünde taranmayı göze alarak size doğru gelecek ve maltla fırçayı bir bütün olarak kabul edecektir. Kısacası o zevkle, tadına bayıldığı maltı yerken, siz de dostunuzu rahatça tarayacak ve onun tüylerinin dolaşmasına engel olabileceksiniz. Ancak bunun dostunuz henüz bebekken öğretilmesinde fayda vardır.
İran Kedime Banyo Yaptırmam Gerekir mi ?
İşte doktrinde tartışmalı bir konu !
Yazarlar ve veterinerlerin pek çoğu, kedilerin genel olarak banyo ihtiyacı duymadığı konusunda hemfikir. Kedilerin tükürüklerinin antiseptik etkili olması nedeniyle kendilerini yaladıklarında tertemiz oldukları bilinen bir gerçek. Buna karşın, illa kedimi şampuanla yıkayıp güzel kokmasını sağlayacağım diyenler de var. Şahsi fikrimizi iletmemiz gerekirse, iran kedilerinin banyo yapması taraftarı değiliz. Bunun sebepleri birden fazla.
İran kediniz, yalandığında gerçekten temiz olacaktır. Bundan emin olabilirsiniz. Ancak yaramazınız bir şekilde kendisinin temizlemesi mümkün olmayan bir maddeye bulanmış, örneğin yağa girmişse yıkamanızda fayda var. Bunun dışında yün yumağınızı yıkamak, ona yapacağınız iyilikten fazla kötülük getirecektir. Zira uzun tüylü olan dostunuzun, yıkama sonrası tüyleri dolaşacak, onları açmak isterken canını yakabilme ihtimaliyle karşı karşıya olacaksınız. Ayrıca dostunuz suyun altında olmaktan hiç hoşlanmayabilir. Bu durumda da banyo hem siz, hem de yün yumağınız için eziyete dönüşebilir.
Bir başka yönü ise, uzun tüylü olan dostunuzun üşütme ihtimalidir. Yıkama sonrası dostunuzu iyice kurutmanız gerekir. İran kedisi her ne kadar sabırlı ve sakin bir cins olsa da, kurutma makinesi sesine karşı aynı sabrı göstermeyebilir. Bu durumda da yıkadığınız ve kurutamadığınız tüyler, dostunuzun üzerinde kuruyacağından dostunuz üşütme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Kedinizin illa ki güzel kokması gibi bir kaygınız varsa, her akşamki tarama seanslarında üzerine bir miktar bebek pudrası dökmenizi öneririm. Ancak bunun da ölçüsünü kaçırmamanızda fayda var. Aksi takdirde minik dostunuzun hassas burnunu zedeleyebilir, onun hapşırmasına yol açabilirsiniz. :)
Yazarlar ve veterinerlerin pek çoğu, kedilerin genel olarak banyo ihtiyacı duymadığı konusunda hemfikir. Kedilerin tükürüklerinin antiseptik etkili olması nedeniyle kendilerini yaladıklarında tertemiz oldukları bilinen bir gerçek. Buna karşın, illa kedimi şampuanla yıkayıp güzel kokmasını sağlayacağım diyenler de var. Şahsi fikrimizi iletmemiz gerekirse, iran kedilerinin banyo yapması taraftarı değiliz. Bunun sebepleri birden fazla.
İran kediniz, yalandığında gerçekten temiz olacaktır. Bundan emin olabilirsiniz. Ancak yaramazınız bir şekilde kendisinin temizlemesi mümkün olmayan bir maddeye bulanmış, örneğin yağa girmişse yıkamanızda fayda var. Bunun dışında yün yumağınızı yıkamak, ona yapacağınız iyilikten fazla kötülük getirecektir. Zira uzun tüylü olan dostunuzun, yıkama sonrası tüyleri dolaşacak, onları açmak isterken canını yakabilme ihtimaliyle karşı karşıya olacaksınız. Ayrıca dostunuz suyun altında olmaktan hiç hoşlanmayabilir. Bu durumda da banyo hem siz, hem de yün yumağınız için eziyete dönüşebilir.
Bir başka yönü ise, uzun tüylü olan dostunuzun üşütme ihtimalidir. Yıkama sonrası dostunuzu iyice kurutmanız gerekir. İran kedisi her ne kadar sabırlı ve sakin bir cins olsa da, kurutma makinesi sesine karşı aynı sabrı göstermeyebilir. Bu durumda da yıkadığınız ve kurutamadığınız tüyler, dostunuzun üzerinde kuruyacağından dostunuz üşütme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Kedinizin illa ki güzel kokması gibi bir kaygınız varsa, her akşamki tarama seanslarında üzerine bir miktar bebek pudrası dökmenizi öneririm. Ancak bunun da ölçüsünü kaçırmamanızda fayda var. Aksi takdirde minik dostunuzun hassas burnunu zedeleyebilir, onun hapşırmasına yol açabilirsiniz. :)
Veterinerinizi Seçerken
Veteriner seçimi hem sizin hem de sevimli dostunuz için son derece önemlidir. Veterinerinizin, aşağıdaki noktalarda güven sağladığından emin olmanız gerekir;
-Veterineriniz sorularınıza içtenlikle yanıt veriyor, elinden geldiğince sizi aydınlatıyor mu ?
-Veterineriniz, acil bir durumda ona ulaşmanızı sağlayacak irtibat numaralarını size veriyor mu ?
-Veterineriniz, acil durumlar için acil bakım ünitesi barındırıyor mu ?
-Veterineriniz, minik dostunuz muayene odasına girdiğinde odanın, ellerinin ve muayene masasının temizliğine dikkat ediyor mu ?
-Veterineriniz, minik dostunuzla konuşup şakalaşıp, onu rahatlatmaya çalışıyor mu ?
-Veterineriniz, herhangi bir uygulama ile ilgili gelişebilecek aksi durumlardan sizi haberdar ediyor mu ?
-Veterineriniz, minik dostunuzu her götürüşünüzde öncelikle genel muayenesini yapıyor, kulakları ve dişlerini kontrol ediyor, kilosunu ölçüyor ve tırnaklarına bakıyor mu ?
-Veterineriniz, acil bir durumda ona en kısa zamanda ulaşabileceğiniz bir mesafede mi ?
Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar, veterinerinizi doğru seçmeniz için size yol gösterecektir. Veteriner seçimi, tıpkı hastaların doktor seçimi kadar haklı ve doğal bir seçimdir. Unutmayın, minik dostunuz hayatınızın bir parçası olacak. Ve onun kontrol ve tedavilerini, hangi hekimin yapacağını sizin seçmeniz de son derece doğal. Bu nedenle, araştırmaktan ve denemekten çekinmeyin. Doğruya giden yolda, eğriyi görmeden karar verebilmeniz pek de mümkün olmayacaktır.
-Veterineriniz sorularınıza içtenlikle yanıt veriyor, elinden geldiğince sizi aydınlatıyor mu ?
-Veterineriniz, acil bir durumda ona ulaşmanızı sağlayacak irtibat numaralarını size veriyor mu ?
-Veterineriniz, acil durumlar için acil bakım ünitesi barındırıyor mu ?
-Veterineriniz, minik dostunuz muayene odasına girdiğinde odanın, ellerinin ve muayene masasının temizliğine dikkat ediyor mu ?
-Veterineriniz, minik dostunuzla konuşup şakalaşıp, onu rahatlatmaya çalışıyor mu ?
-Veterineriniz, herhangi bir uygulama ile ilgili gelişebilecek aksi durumlardan sizi haberdar ediyor mu ?
-Veterineriniz, minik dostunuzu her götürüşünüzde öncelikle genel muayenesini yapıyor, kulakları ve dişlerini kontrol ediyor, kilosunu ölçüyor ve tırnaklarına bakıyor mu ?
-Veterineriniz, acil bir durumda ona en kısa zamanda ulaşabileceğiniz bir mesafede mi ?
Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar, veterinerinizi doğru seçmeniz için size yol gösterecektir. Veteriner seçimi, tıpkı hastaların doktor seçimi kadar haklı ve doğal bir seçimdir. Unutmayın, minik dostunuz hayatınızın bir parçası olacak. Ve onun kontrol ve tedavilerini, hangi hekimin yapacağını sizin seçmeniz de son derece doğal. Bu nedenle, araştırmaktan ve denemekten çekinmeyin. Doğruya giden yolda, eğriyi görmeden karar verebilmeniz pek de mümkün olmayacaktır.
Sevimli Dostunuzun Aşı Takvimi
Kedi sahibiyseniz, üzerinize düşen en büyük sorumluluklardan biri, minik dostunuzun aşı takvimini takip etmek, onu gerektiği zamanlarda veterinerinize götürüp aşlarını ve genel kontrolünü sağlamanızdır.
Veterinerler sıklıkla, dostunuzun aşı takvimini sizin için takip etme görevini üstlenirler. Aşı vakti geldiğinde size mektup, telefon ya da mail yoluyla ulaşır ve randevunuzu hatırlatırlar. Bu noktada, veterinerinizin size hangi iletişim vasıtasıyla ulaşmasını istediğinizi kendisine iletmeniz önemlidir.
Minik dostunuzu sahiplendiniz ve eve doğru yola çıktınız...
Eve gelmeden önce veterinerinize uğramanızda fayda var. Veterineriniz, kedinizin ilk genel kontrolünü yapacak, müdahale ve tedavi gerektiren bir konu olup olmadığına bakacak, kedinizi muayene edecek ve ona bir sağlık karnesi düzenleyecektir. Veteriner seçiminde kararsızsanız, DENEYİMLER bölümümüzdeki VETERİNER SEÇERKEN başlığımızı okumanızda fayda var. İlk gün götüremeyecek durumda iseniz, kedinizi sahiplendikten sonra en geç bir hafta içinde mutlaka bir veterinere götürmeniz faydalı olacaktır.
KEDİNİZ 9-10 haftalıkken, leukemia testi, leukemia aşısı ve karma aşısı yapılır. LEUKEMIA TESTİ yapılmadan kedinize LEUKEMIA AŞISI YAPILMAMASI GEREKİR.
KEDİNİZ 12-14 haftalıkken, leukemia ve karma aşılarının devamı yapılır. İlk haftalarda sıkça veteriner ziyaret etmek durumunda kalışınız sizi yıldırmasın. Bebeklikten çıktığında ziyaretleriniz azalacak !
KEDİNİZ 6 aylıkken, yine leukemia aşısının devamı yapılacaktır.
KEDİNİZ 16 aylıkken, karma, leukemia ve kuduz aşıları tekrar yapılacaktır. Bu aşılar her sene tekrarlanmaktadır:
Bunun yanısıra minik dostunuzun periyodik olarak iç - dış parazit aşılarını olması ve parazit ilacını alması gerekir. Bunun için, 2-3 aylık periyodlarla veterinerinizi ziyaret etmeniz gerekecektir.
Veterinerler sıklıkla, dostunuzun aşı takvimini sizin için takip etme görevini üstlenirler. Aşı vakti geldiğinde size mektup, telefon ya da mail yoluyla ulaşır ve randevunuzu hatırlatırlar. Bu noktada, veterinerinizin size hangi iletişim vasıtasıyla ulaşmasını istediğinizi kendisine iletmeniz önemlidir.
Minik dostunuzu sahiplendiniz ve eve doğru yola çıktınız...
Eve gelmeden önce veterinerinize uğramanızda fayda var. Veterineriniz, kedinizin ilk genel kontrolünü yapacak, müdahale ve tedavi gerektiren bir konu olup olmadığına bakacak, kedinizi muayene edecek ve ona bir sağlık karnesi düzenleyecektir. Veteriner seçiminde kararsızsanız, DENEYİMLER bölümümüzdeki VETERİNER SEÇERKEN başlığımızı okumanızda fayda var. İlk gün götüremeyecek durumda iseniz, kedinizi sahiplendikten sonra en geç bir hafta içinde mutlaka bir veterinere götürmeniz faydalı olacaktır.
KEDİNİZ 9-10 haftalıkken, leukemia testi, leukemia aşısı ve karma aşısı yapılır. LEUKEMIA TESTİ yapılmadan kedinize LEUKEMIA AŞISI YAPILMAMASI GEREKİR.
KEDİNİZ 12-14 haftalıkken, leukemia ve karma aşılarının devamı yapılır. İlk haftalarda sıkça veteriner ziyaret etmek durumunda kalışınız sizi yıldırmasın. Bebeklikten çıktığında ziyaretleriniz azalacak !
KEDİNİZ 6 aylıkken, yine leukemia aşısının devamı yapılacaktır.
KEDİNİZ 16 aylıkken, karma, leukemia ve kuduz aşıları tekrar yapılacaktır. Bu aşılar her sene tekrarlanmaktadır:
Bunun yanısıra minik dostunuzun periyodik olarak iç - dış parazit aşılarını olması ve parazit ilacını alması gerekir. Bunun için, 2-3 aylık periyodlarla veterinerinizi ziyaret etmeniz gerekecektir.